One Arc Gallery
MEKANSAL MONOLOGLAR

MEKANSAL MONOLOGLAR

Can Özal | Mekansal Monologlar

 

Can Özal’ın mekân-heykelleri, sanat tarihçisi ve akademisyen Nazlı Pektaş’ın da kaleme aldığı gibi sanatçının bireysel olanı kamusal olanla kesiştirdiği yerde, sanatçı ve yeryüzü arasında başlayan, izleyicide devam eden ve her seferinde yeni bir tercümeye ihtiyaç duyan bir yabancılaşmayı çağrıştırır. Özal’ın heykelleri tanıdık olanla bildik olan arasında inşa edilmişlerdir. Mekân- heykeller, daha az gerçek daha çok düş halleriyle Özal’ın bedeni vasıtasıyla kurguladıklarıdır ve bildiklerimiz bilmediklerimizle çarpışır. Gördüklerimiz görmediklerimize dönüşür. Can Özal’ın heykelleri mimari bir yapıya ve ona bağlı zamana temas ederken çoğunda var olan merdiven metaforuyla varışa ve çabaya işaret ederler. Daha yükseğe, daha iyiye, daha güzele, daha kutsala daha yüceye…

Can Özal’ın mekân - heykelleri içi ve dışı birbirine geçmiş, hakikatin yokluğu ve varlığını aynı anda taşıyan, boşluğa adanmış anıtlardır. Pas tutmuş yüzeyleri yer yer aşınmış formlarıyla bu heykeller, kurgu ile gerçek arasında bir “yer” olurken; algı ve zaman arasındaki döngüsel ritim ve ortak ufuk hattı eşliğinde gürültülü boşlukla beraber devingen bir atmosfer yaratırlar. Can Özal, içerisi ve dışarısı arasına terk etme korkusunu ve bilinmezin kuşkusunu yerleştirerek gelecekte hiçbir yer inşa etmiştir.  

Nazlı Pektaş